Psikoloji Yaşam

Mutsuzluğa Neden Olan 8 Olumsuz Tutum


1-Olumsuz Varsayımlar


Olumsuz varsayımlar; kişinin bardağın hep boş tarafını görmesi, hisse senedi alan birinin mutlaka zarar edeceğini düşünmesi, gibi olumsuz varsayımlar oldukça yaygın otomatik düşüncelerdir.

Yağmurlu bir günde ıslanan birinin havayı suçlaması, fatura yatırmak üzere bankaya giden birinin kalabalıktan şikayet ederek olumsuz varsayımlarda bulunması, “hep böyle oluyor” , “şansım yok ki” gibi olumsuz düşünceler içinde olması kendisini mutsuz hissetmesine neden olmaktadır.

Elbetteki trafik, yağmur, kalabalık gibi durumlarla karşılaşacağız.Bu durumlara aslında olumlu yada olumsuz değildir. Bunları olumlu yada olumsuz olarak niteleyen otomatik düşüncelerimizdir. Değiştirmemizin mümkün olmadığı ortamlara kendimizi mutlu ya da mutsuz hissedebilmemize neden olacak düşünceler ve bakış açıları çok önemlidir.

Aynı durumlar göz önüne alındığında rahatlatıcı bir müzik dinlemek yada nefes egzersizi yapmak, yağmurlu bir günde elde kahve ve kitap eşliğinde yağmurun tadını çıkarma, fatura için daha erken ödeme yapmayı planlamak gibi gerçekçi eylemlerde önemlidir.

2-Kendisini Başkalarıyla Olumsuz Karşılaştırma


Kronik mutsuzluğa sahip bireylerin kendilerini başkalarıyla olumsuz bir biçimde karşılaştırmaları oldukça yaygındır. Kendilerini yetersiz gördükleri için keyifsiz ve mutsuz olabilirler. Bizden daha başarılıları, daha fazla para kazananları ya da Facebook arkadaş sayısı çok olanları kendimizle kıyaslayabilir ve başarısız ya da sevilmemiş hissedebiliriz.

Kendinizi başkalarının sahip olduklarıyla kıyaslarsanız, kıskançlık ve yetersizlik duygularının etkisine girersiniz, bu durumda sizi mutsuz kılar.

Araştırmalar gösteriyor ki olumsuz sosyal karşılaştırmalar bireyi; stres, anksiyete ve depresyon yaşamaya itebiliyor.

3-Sürekli Kendini Eleştirmek


Kişinin sürekli kendisini eleştirmesi, özgüvenini yıkan bir tutumdur. Bu tutum kişinin kendi potansiyelini sabote etmesidir. Kendini eleştiren ve bu nedenle kendisini mutsuz hissedenler genellikle şu ifadeleri kullanırlar:

-Ben yapamam …

-Ben yeterince iyi değilim..

-Ben emin değilim…

-Ben başarısız biriyim…

Şimdi bir arkadaşınızı düşünün ve size “sen başarısızsın”, “sen yapamazsın” “Bu iş seni aşar” gibi yaklaşımlarla sürekli sizin potansiyelinizi sabote ediyor. Böyle biriyle arkadaşlığınızı devam ettirtir miydiniz? Öyleyse bunu kendinize yapıp neden mutsuzluğa kapı açıyorsunuz?

4-Geçmişteki Hatalar Yüzünden Sürekli Kendilerini Suçlama


Hepimiz hayatta hata yapabiliriz. Geçmişe baktığımızda verdiğimizi bazı kararlardan dolayı pişmanlık duyabiliriz. Talihsiz hatalar yapmış olabiliriz. Bu hatalar kendimize ve başkalarına zarar vermiş olabilir. Bu pişmanlıkları sürekli, düşünerek kendimizi suçlarız. Ancak geçmişteki hataların artık farkında olduğunuzu bilmek ve onlardan ders alıp geleceğinizi planlamak oldukça önemlidir. Geçmişteki hatalar nedeniyle kendinizi suçlamak ve kusurlu görmek yerine hayat ve yaşam mücadeleniz için bunlardan ders almak önemli bir kazanımdır.

Hata yapmış olabilirsiniz, ama bu sizi kötü biri yapmaz.

5-Başarısızlık ve Hata Yapma Korkusu


Başarısızlık ve hata yapma korkusu genellikle (en azından hayatının belli alanlarda) mükemmeliyetçilik ile ilişkilidir. Kişi başarılı olmak için kendisini büyük bir baskı altında hisseder.Ve kendisini yeterince iyi olmadığı düşüncesine inandırır.

Kendinizi mükemmel olmasını beklemek, motivasyon için önemlidir. Ancak hatasız olmak ve her şeyi başarmanın mümkün olmadığını bilmek, yapılacak işten keyif almayı sağlayacaktır. Mükemmel olmak mümkün olmayabilir ama denemek ve mutlu olmaya çabalamak mümkündür.

6-Başkalarını Suçlama


Mutsuz bireyler başlarına gelen talihsizlikler yüzünden hep başkalarını suçlama eğilimi içindedirler. Kendi mutsuzluk ve başarısızlıklarının kaynağını işlevsiz ebeveynler, sosyo-ekonomik dezavantajlar, sağlık ve yaşam sorunlarına bağlarlar. Bu hayat şartlarının insana güçlük çıkarması inkar edilemez olsa da, kişinin mutsuzluk nedeni olarak başkalarını suçlama ve kendini mağdur gösterme eğilimini haklı çıkarmaz.

7-Çevresindeki İnsanların Baskısına Boyun Eğme


Çoğumuz hayatımızda zor insanlarla karşılaşıyoruz. Böyle zorlu bireylerin karşısında, kendimizi zayıf ve yetersiz hissederiz. Bu insanların bizi zorlaması ile başa çıkma yerine, sergilenen tutumları kabullenip mutsuz olmayı yeğleriz.

8-Geçmiş Hakkında Olumsuz Takıntılar


Geçmişten gelen tecrübeler önemlidir. Ancak geçmiş içinde sıkışıp kalmak doğru değildir. Bazen hayat şartlarının ağırlığı ve kişisel aksiliklere uğramak, gerçek potansiyelimizi görmemize, yeni fırsatları değerlendirmemize engel olabilir. Geçmişte yaşanan bu olumsuz tecrübeleri değiştirmek mümkün olmayabilir, ama henüz gerçekleşmemiş şeyler üzerinde etkimiz olabilir. Bazen ilk adım geçmişten uzaklaşmaktır, çünkü geçmişte yaşamak günü yaşamaya engeldir.

 Hiçbir şey bugün kadar değerli değildir. 

 Goethe 


 Murat ATİLA  

Klinik Psikolog

Görsel:  www.freepik.com 

Merhaba, ben Murat Atila

Klinik Psikolog- Yazar